I. Dünya Savaşı sırasında Rusya’ya yardım götürmeyi amaçlayan itilaf devletlerinin önündeki en büyük engel, Çanakkale Boğazı’nı geçmek olmuştur. Bir hafta gibi bir sürede burayı geçmeyi hedefleyen İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Mehmetçik’in dillere destan savunması karşısında her defasında geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Türk kuvvetlerinin yüz binlerce şehit verdiği bu kanlı savaşları, o günleri anarak sizlere kısaca anlatmaya çalışacağım. 

Ayrıca kahraman Mehmetçikler’imiz için yapılmış olan şehitliklerimizden, en kanlı savaşlara tanıklık eden tabyalardan ve mevzilerden kısa bilgiler sunacağım. Bu savaşların tüm hikayelerini dinledikten sonra, şehit düşenleri bir kez daha minnet ve saygıyla anacağımıza inanıyorum.


ÇANAKKALE SAVAŞLARI

Çanakkale Savaşlarını kara ve deniz savaşları adı altında incelenmek daha doğru olacaktır. Bilinenin aksine deniz savaşları bir ay gibi uzun bir sürede yaşanmış ve sonuçta büyük bir zafer elde edilmiştir. Çanakkale’de kazanılan deniz zaferi ile dünya tarihinin ve Birinci Dünya Savaşı’nın seyri değişmiştir.

11 Kasım 1914’te savaş ilan edilmesiyle Yarbay Arif Bey komutasında Turgut Reis ve Barbaros zırhlıları boğaza gelerek mayın döşemişlerdir. İtilaf devletleri Çanakkale seferine karar vererek hazırlıklarına başlamışlardır. Amiral Carden tarafından hazırlanan planlar doğrultusunda 19 Şubat 1915’te boğaza gelen donanmalardan Seddülbahir ve Kumkale’ye ilk saldırı başlamıştır. Boğaza döşenmiş mayınlar temizlendikten sonra 25-26 Şubat’ ta saldırılara devam edilmiştir. 

1-7 Mart tarihlerinde her gün yapılan bombardımanlardan bir sonuç alınamayınca, amiral Carden görevini bırakmış ve yerine Amiral Dö Robeck atanmıştır. 14 Mart’ta ise General Hamilton Akdeniz Seferi Kuvvetler Komutanlığı’na atanmıştır.

18 Mart 1915 günü 18 parçalık yenilmez Armada adıyla bilinen harp filosu saldırıya başlamıştır. Üç sıra halindeki filonun birinci hattında Queen Elizabeth, Agamemnon, Inflaxıble, Lord Nelson ve Trıump gemileri bulunmaktaydı. İkinci hatta Irresıstıble, Albion, Prens Jory, Cornwalles, Swistor, Majestıc, Wengeance, ve Ocean adlı gemiler yer alıyordu. Üçüncü hatta ise Bouwet, Charlmonge, Conupus, Sufreın, ve Geoileise gemileri bulunmaktaydı.

Birinci hattaki filo ikinci hattaki filonun desteği ile korkunç bir top ateşine başlamıştır. Filonun amacı tüm tabyaları susturup boğazı ele geçirmek ve Marmara’ya ulaşmaktır. Ancak beklediklerini elde edemezler çünkü Nusrat Mayın gemisinin 8 Mart sabahı Karanlık liman koyuna döktüğü 26 adet mayını fark etmemiş olmaları saldırının gidişatını değiştirir. Karanlık limana giren Bouwet adlı gemi bu mayınlardan birine çarparak 10 dakika gibi kısa bir sürede 680 personeliyle birlikte denize gömülür. Gemiye yardıma giden Ocean ve Irresistable adlı gemilerinde sonu aynı olur. Filo da bulunan diğer gemilerinde ağır yara alması dolayısıyla amiral kesin geri çekilme emri verir. 

Bir hafta içerisinde boğazı geçerek İstanbul’a ulaşmayı dolayısıyla Rusya’ya yardım götürmeyi hedefleyen itilaf devletleri büyük bir yenilgi yaşamışlardır. 

18 Mart 1915 günü tarihe altın harflerle kazınan en büyük zafer günlerinden birisidir. 


GELİBOLU YARIMADA’SI ŞEHİTLİKLERİ

ŞEHİTLER ABİDESİ

Çanakkale Savaşları kapsamında Seddülbahir, Arıburun, Conk Bayır’ı , ve Anafartalar Savaşlarında hayatını kaybetmiş olan 253.000 şehidimiz için yapılmış olan anıttır. 21 Ağustos 1960’ta ziyarete açılan anıtın projesi yüksek mühendis Doğan Erginbaş ile İsmail Utkular’a aittir. Ertuğrul Barla tarafından bugünkü haliyle inşa edilmiştir. 

Abide altındaki müze 1971’de Kraliçe Elizabeth tarafından açılmıştır. 25 metrelik  bayrak direği ise Anıtkabirdeki direğin aynısı olup Nasuh Ertegün’ün hediyesidir. 

Mehmetçik Abidesi 41.70 cm’dir. Tabanı 25′ e 25 kare kaideye oturtulmuştur. Ayak kalınlıkları 7.50 cm’dir. Ayaklar arası mesafe 10’ar metredir. Güneybatıdaki ayak içerisinde 220 basamaklı bir merdiven vardır. 1990 yılında yapılan çalışmalarda dört ayağın ikişer yüzüne çeşitli rölyefler eklenmiştir. 


ŞEHİTLER ABİDESİ TEMSİLİ ŞEHİTLİĞİ 

Şehitler Abidemizin doğusunda isimleri tespit edilmiş yaklaşık 600 şehidimiz için yapılmış olan temsili şehitlik bulunmaktadır. Temsili mezarlar üzerindeki plaketlere isimleri yazılan şehitlerimizin çoğu Çanakkalelidir. O zamanlar sınırlarımız içinde bulunan Üsküp, Manastır, Selanik, Şam gibi çeşitli illerden gelen gençlerimiz bu topraklarda şehit olmuşlardır. Ayrıca şehitlik girişinde Atatürk ve arkadaşlarının tunç heykeli , arkadaşına yardım eden Mehmetçik heykeli , namazgah ve çeşme bulunmaktadır. 


CONK BAYIRI

Conk Bayırı 25 Nisan sabahı Kocaçimentepe’yi hedefleyen Anzaclar’ın durdurulduğu tepedir. Atatürk’ün top seslerini duyarak geldiği tepede düşmandan kaçan takımla karşılaşıp onlara ” Cephaneniz yoksa süngünüz var. Süngü tak yere yat ” emrini vermiştir. 

Anzaclar ilk direnişi burada görmüş daha sonrada 2000 kişi kaybederek geri çekilmişlerdir. 

Bu alan 1970’te Conk Bayırı Mehmetçik Park Anıtı olarak düzenlenmeye başlamıştır. 5 adet dev boyutlu kitabe metinlerinde savaşın seyri anlatılmaktadır. 


ATATÜRK ZAFER ANITI

Atatürk’ün 10 Ağustos zaferini kazandığı tepede yapılmış olan anıttır. Anırtın bulunduğu tepe ayrıca Atatürk’ün göğsüne isabet eden bir şarapnel parçasının kalbi üzerindeki saatine isabet etmesi sayesinde hayatta kalmayı başardığı noktadır. 

Atatürk’ün emri ile 10 Ağustos sabahı karadan çıkartma yapmakta olan düşman askerleri geri püskürtülmüştür. Bu zaferin anısını yaşatmak için 1994 yılında heybetli Atatürk Zafer Anıtı yaptırılmıştır. 


YENİ ZELANDA ANITI 

Conk Bayırı üzerinde bulunan ve Yeni Zelandalılar tarafından 952 şehitleri adına yaptırmış oldukları anıttır. Anıt Atatürk Zafer Anıtının tam karşısında yer almaktadır. Aslen düşman askerleri bu tepeye asla çıkamamışlardır ancak ulaşamadıkları bu tepeye şehitleri için bu büyük anıtı dikmişlerdir. 


57. ALAY ŞEHİTLİĞİ

Conk Bayırı’na varmadan önce 57. Alay Şehitliği önünden geçilir. 57. Alay Conk Bayırında Anzaclar’a karşı yapılan çarpışmalarda destek kuvvet olarak çağırılmış ve Conk Bayırı üzerinden en küçük rütbeli askerinden en büyük subayına kadar şehit olmuştur. Conk Bayırı çarpışmalarında Atatürk’ün tarihe geçen emirlerinden biri olan “Ben size taarruzu emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum” sözlerinin ardından tüm alay büyük bir kahramanlık örneği göstererek hiç tereddüt etmeden şehit düşmüşlerdir. 

57. Alay 6. bölük komutanı üsteğmen Mustafa Asım , İngiliz yüzbaşısı Walters ile göğüs göğüse savaşmış ve şehit düşmüştür. İki askerin birbirine sarılmış haldeki cesetleri yapılan kazılarda bulunmuş ve isimleri künyelerinden tespit edilmiştir. 57. Alay Şehitliği içerisindeki anıtın hemen altında cesetler bulundukları yerde gömülmüş ve açıklayıcı bilgileri barındıran kitabe yerleştirilmiştir. 

12 Aralık 1992’de açılmış olan şehitliğin sol tarafında dev boyutlu bir Mehmetçik heykeli o günlerin anısını yaşatmaktadır. Şehitlik duvarları çeşitli rölyeflerle ve üzerlerinde şehitlerimizin ad, soyad, doğum yeri ve ölüm yaşlarının yazılmış olduğu mermer levhalarla kaplanmıştır. 

57. Alay Şehitliği kapısında yaşlı bir dede ve elinden tuttuğu küçük bir kız heykeli görülmektedir. Bu heykel 110 yaşında ölmüş olan En Yaşlı Gazi unvanına sahip Hüseyin Korkmaz’a aittir. 

Şehitlik anıtının sağ ve sol tarafları yurdumuzun dört bir yanından getirilmiş olan topraklarla çevrilidir. 

Çanakkale Savaşları’ndan söz ederken sadece daha önce anlattığımız şehitliklerden bahsetmek yanlış olur. Gelibolu Yarımadası üzerindeki her karış toprağında bir efsane ve binlerce şehit yatmaktadır. Daha detaylı olarak söz ettiğimiz şehitliklerimiz dışında Çanakkale Savaşları sırasında önemli ve unutulmaz olaylara sahne olmuş diğer önemli yerlerden de kısaca bahsedelim


SEYİTONBAŞI VE RUMELİ MECİDİYE TABYASI

Hamidiye Tabyaları bitiminde yolun sol kıyısında Seyit Onbaşı’nın heykeli ile karşılaşılır. Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmış olan tabyalarda deniz savaşlarının seyrini değiştiren bir olay yaşanmıştır. Öyleki 18 Mart 1915’te başlayan saldırıda bu tabyalar ve buradaki toplar çok büyük hasar görmüştür. Bu saldırılar sırasında tabyalarda görev yapan askerlerimizin tamamına yakını da şehit düşmüştür. Ancak Seyit Onbaşı geriye kalan arkadaşlarının da yardımı ile inanılmaz bir olayı gerçekleştirmiş ve de o anki ruh haliyle 276 kilo gelen bir top mermisini sırtında taşıyarak geriye kalan son sağlam topa ulaştırmıştır. Ateşlenen bu top sayesinde Ocean adlı donanma gemisi büyük hasar görmüştür. Bu geminin zarar görmesi ile yenilecekleri korkusuna kapılan filo komutanı Dö Robeck geri çekilme emri vermiş ve böylece büyük deniz zaferimiz kazanılmıştır.


KANLISIRT YAZITI

Anzac Kolordusu, 6-7 Ağustos 1915’te Anafartalar bölgesine çıkartama yapan 9. İngiliz Kolordusunun hedefine ulaşmasını kolaylaştırmak anacıyla 19. ve 16. tümenlerimizin savunduğu Arıburnu cephesindeki Türk Kuvvetlerini yerinde tutmak için taarruza geçti. 16. tümen birlikleri çok çetin geçen çarpışmalarda 1520 şehit 4750 yaralı vermesine rağmen Kanlısırt’ı kahramanca savundu. Kanlısırt denilen yamacın özellikle kuzey ve doğu tarafı 19 Mayıs 1915 günü Enver Paşa tarafından yaptırılan süngü hücumunda kıpkırmızı olmuştur. Bu sebepten dolayı bu tepeye Kanlısırt denir.


ERTUĞRUL KOYU (25 NİSAN 1915 ÇIKARMASI)

Akdeniz Seferi Kuvvetler Komutanı General Hamılton Gelibolu Yarımadası’na yapacağı çıkartma gününü  23 Nisan olarak belirlemişti. Çünkü bugün Aziz George Yortu Günü idi. Ancak şiddetli hava şartları yüzünden çıkarma 25 Nisan’a ertelendi. Çeşitli koylardan yapılacak olan çıkarmalardan en önemlisi “V” Plajı olarak adlandırılan Ertuğrul Koyu’na yapılacak olan çıkarmaydı. BU koya 2000 asker çıkarılacaktı. Çıkarma sırasında Rıver Clyde adlı bir kömür gemisi kullanılıyordu. Gemi kıyıya yaklaştığı sırada karaya oturdu. Ön tarafta bulunan makineli tüfekler sayesinde çıkarma başlatıldı. Ancak hiç beklenmedik şekilde başlayan çapraz ateş sonucu askerlerin çoğu gemide mahsur kaldı. Ertesi gün başlatılan şiddetli bombardıman ile Ertuğrul Koyu’nu koruyan takımımız yok edilmiş ve 6000 askerin şehit düşmesi ile koyu ele geçirebilmişlerdir.


ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI

1. ANAFARTALAR SAVAŞI

General Hamilton Çanakkale’de kesin sonuç alabilmek için altı tümenden fazla kuvvet toplamıştı. Suvla limanı kıyılarına çıkarma yapacak olan kuvvetler Kocaçimentepe, ve Maltepe üzerinden Türk ana kuvvetlerini yeneceklerdi.

6 Ağustos günü yoğun bir top ateşine başlamışlardı. Kanlısırt’a doğru ani bir baskın düzenlemişlerdi. 7 Ağustos günü ise Merkez Tepe doğrultusunda taaruz başladı. Bu arada 9. Anzac Kolordusu Suvla kıyılarına çıkarma yapmaktaydı. Taarruzun amacı Anafartalar Ovası’nıa yapılan çıkarmaya maskelemekti. 9. tümen komutanı yaralanmış, 16. tümen komutanı başarılı olamamıştı. Bu karışıklığın farkına varan Mustafa Kemal ordu kurmay başkanına telefon ederek bütün kuvvetlerin emrine verilmesini istedi. Edirne’den gelen askerlerin yorgun olmasını bahane eden Fevzi Bey’in görevden alınmasından sonra bütün cephe Anafartalar Grup Komutanı olarak Mustafa Kemal’e verildi. Karargah olarak Çamlı Tekke ve Gümbürdek bayırları seçildi. 

Bu sırada düşman Conk Bayır’ını tırmanmaya başlamıştı. 

10 Ağustos sabahı 4.45’te tüm kuvvetlerle yapılan süngü saldırısı ile siperlerdeki bütün düşmanlar yok edildi. Mustafa Kemal’in işaretiyle başlayan taarruz saat 12.15’te durdu. Tarihin belkide bir daha hiç göremeyeceği güçte bir süngü hücumu ile 1. Anafartalar Zaferi kazanıldı. Çanakkale bir kez daha kurtulmuş oludu. General Hamilton bu 4 gün içinde 25.000 asker kaybetmiştir. 


2. ANAFARTALAR SAVAŞI 

21 Ağustos sabahından itibaren düşmanın durumunda bir hareketlilik görülmekte bir taraftan bir tarafa asker sevk etmekte  ve gemilerden bazı kuvvet çıkartmalarına devam edildiği anlaşılmıştır. 

Saat tam 14.30’da birdenbire başlayan bu top sesleri üzerine düşmanın taarruza geçtiği yine telefonla yapılan soruşturmadan anlaşılmıştı.

Topçularımızda ilerleyen düşman piyadesini şiddetle ateş altına alarak, piyade ateşininde katılmasıyla bütün cephelerde , düşmanın bu ilk taarruzu büyük kayıplarla püskürtülmüştür.

Düşman saat 18.00’e doğru 3. defa olarak tekrar hücuma geçmiş bu ar4ada düşman kuvvetleri güya teslim olacakları işaretini vermişler, vakit kazanmak hilesine başvurdukları sonradan anlaşılan bu düşman kuvvetleri, takviye kuvveti alır almaz ateşe başlamışlardır. 

21 Ağustos günü düşman askerleri 5000 üzerinde ölü vererek geri çekilmek zorunda kalmış ve Çanakkale topraklarında yeni bir tarih daha yazılmıştı.


Bu sayfayı değerlendir!
[Total: 0 Average: 0]
Kategoriler: