ANITKABİR DÜŞÜNCESİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938 tarihinde öldü. O’nu kaybetmenin acısı içindeki Türk milletinde, O’nun anısına bir anıtmezar yapma isteği belirdi. Atatürk hayattayken kendisine bir mezar yaptırmamış, gömüleceği yer içinde vasiyette bulunmamıştı. Bunun üzerine hükümet bu konuda özel bir komisyon kurdu. Bu komisyon anıtmezar için uygun bir yer aramaya başladı.
RASATTEPE(ANITTEPE)’NİN SEÇİMİ

Komisyon Anıtkabir’in yapılacağı yeri belirlemek için yerli ve yabancı birçok bilgin ve sanatçının fikrini aldı. Sonunda içinde Ankara Kalesi, Gençlik Parkı, Etnografya Müzesi gibi yerlerin de olduğu adayların arasından Rasattepe seçildi. Buraya Rasattepe denmesinin sebebi, buradaki bazı yapıların meteoroloji istasyonu olarak kullanılmasıydı.
Anıtkabir’in Rasattepe’de yapılması kararlaştırıldıktan sonra öncelikle buradaki tümülüslerin kaldırılması gerekiyordu. Bu tümülüsler Friglilerin büyükleri için yaptıkları mezarlardı. Frigliler ölümden sonra yaşama inandıklarından dolayı önemli kişileri için bu tümülüsleri yapıyor ve içlerini o kişilerin özel eşyaları ile dolduruyorlardı. Bu tümülüslerde yapılan kazılarda ortaya çıkan buluntular şimdi Ankara Arkeoloji Müzesi’ndedir.
ANITKABİR PROJE YARIŞMASI

Anıtkabir’in yeri seçildikten sonra sıra, bu yapının özelliklerini kararlaştırmaya ve proje yarışmasının açılmasına geldi. Anıtkabir komisyonu başlıca ilkeleri belirledi ve buna göre bir şartname hazırlandı. İlk başta bakanlar kurulu kararına göre yarışmaya sadece Avrupalı mimarlar girebilecekti. Ancak halktan gelen tepkiler sonucunda proje yarışması uluslararası hale getirildi. Yarışmaya 47 sanatçı katıldı, bunların 20’si Türk’tü ve sonunda proje Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’ya verildi.
Anıtkabir’de Atatürk’ün hayatından ve Türk ulusunun tarihinden alınmış birçok konular dile getirilecekti. Bu konular heykeller, kabartmalar ve yazılarla işlenecekti. Bunun için başka bir komisyon kuruldu ve bu komisyonun açtığı yarışma sonucunda Anıtkabir’e yapılacak heykel ve kabartmalar belirlendi. Bu yarışmaya sadece Türkler katılma hakkına sahipti çünkü Türk ulusunu ve tarihini anlatacak olan kabartma ile heykelleri yabancılar aynı duygularla yapamazlardı.
ANITKABİR’İN İNŞAASI

Anıtkabir’in inşaası 9 Ekim 1944’te görkemli bir temel atma töreni ile başladı. İnşaat 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapıldı.
- Birinci Kısım İnşaat (1944-1945)
- Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsıyordu.
- İkinci Kısım İnşaat (1945-1950)
- Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapımını kapsıyordu. Temel basıncını azaltmak için temel projesi hazırlandı ve yapının temel kısmı toprağın içine yerleştirildi. Böylece her türlü tesire dayanıklı hale geldi.
- Üçüncü Kısım İnşaat (1950)
- Anıta çıkan yollar, aslanlı yol , tören meydanı, mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerini kapsıyordu.
- Dördüncü Kısım İnşaat (1950-1953)
- Şeref holü döşemeleri, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerini kapsıyordu.
- Orijinal projede mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. Ancak daha sonra yapının daha çabuk bitirilmesi ve zemine uyguladığı basıncı azaltmak amacıyla bundan vazgeçildi ve Anıtkabir’in üstü tonoz yerine düz bir betonarme duvar ile örtüldü.
- Anıtkabir yaklaşık olarak 750.000 metrekarelik bir alan kapsamakta olup Barış Parkı ve Anıt Bloğu olarak iki kısma ayrılır.
Orijinal projede mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. Ancak daha sonra yapının daha çabuk bitirilmesi ve zemine uyguladığı basıncı azaltmak amacıyla bundan vazgeçildi ve Anıtkabir’in üstü tonoz yerine düz bir betonarme duvar ile örtüldü.
ANITKABİR’İN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Anıtkabir yaklaşık olarak 750.000 metrekarelik bir alan kapsamakta olup Barış Parkı ve Anıt Bloğu olarak iki kısma ayrılır.
A) Barış Parkı
Anıtkabir’in kurulduğu tepedeki ağaçlıktır. Çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye’nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulmuştur.
B)Anıt Bloku (Üç bölümden oluşur)
- Aslanlı Yol
- Tören Meydanı
- Mozole
Anıtkabir yapı topluluğu içinde on tane kule vardır. Bu kulelere Türk ulusunun ve devletinin oluşumunda büyük etkisi olan kavramları temsil eden isimler verilmiştir. Bu kulelerin üzerleri piramit biçimli çatılarla örtülüdür. Detaylı olarak profesyonel rehberlerimizle gezmek için buraya bakın. Çatıların tepelerinde tunç mızrak ucu vardır. Kulelerin iç duvarlarında ise o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon ve Atatürk’ün özlü sözleri vardır.
İSTİKLAL KULESİ

Aslanlı Yol’un sağ başındaki İstiklal Kulesi’nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerinde konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide istiklal ve bağımsızlığın sembolüdür. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil eder. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.
HÜRRİYET KULESİ

Aslanlı Yol’un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi’nin içindeki kabartmada; elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmektedir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt ise “Hürriyet Beyannamesi”ni sembolize eder. At figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.
KADIN HEYKEL GRUBU

İstiklal Kulesi’nin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Bu çelenk yurdumuzu temsil eder. Soldaki kadın ileri uzattığı kapla Atatürk’e Tanrı’dan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır. Heykel grubu Hüseyin Özkan’ın eseridir.
ERKEK HEYKEL GRUBU

Hürriyet Kulesi’nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki erkek, başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir. Detaylı olarak profesyonel rehberlerimizle gezmek için buraya bakın. Heykel grubu Hüseyin Özkan’ın eseridir.
ASLANLI YOL

Ziyaretçileri Atatürk’ün huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Atatürk’ün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu’da uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti temsil eder. Heykeller Hüseyin Özkan’ındır.
TÖREN MEYDANI

Aslanlı Yol’un sonunda yer alan meydan 129×84.25m. bouyalarındadır. 15.000 kişi kapasitelidir.
MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ

Aslanlı Yol’un tören meydanına ulaştığı yerin solunda Müdafaa-i Hukuk Kulesi vardır. Orijinal projede mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. Ancak daha sonra yapının daha çabuk bitirilmesi ve zemine uyguladığı basıncı azaltmak amacıyla bundan vazgeçildi ve Anıtkabir’in üstü tonoz yerine düz bir betonarme duvar ile örtüldü. Bu kale duvarlarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşı’nda ulusal birliği temsil eden Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış, düşmana dur diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzattığı elin altındaki ağaç ulusu, onu koruyan erkek figürü ise milleti temsil etmektedir.
MEHMETÇİK KULESİ

Aslanlı Yol’un bitiminde sağda Mehmetçik kulesi vardır. Kulenin dış yüzeyindeki kabartmada cepheye gitmekte olan Mehmetçik’in evinden ayrılışı ifade edilmektedir.
ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ

Mehmetçik ve Zafer Kuleleri arasındaki kütüphanedir. İçinde Atatürk, Milli Mücadele ve İnkılaplar konulu yerli ve yabancı kitaplar vardır.
ZAFER KULESİ

Anıtkabir kulelerinin adlarına uygun kabartmalarla bezenmesi için açılan yarışmada “zafer” konusunda uygulamaya değer bir eser bulunamamıştır. Bundan dolayı Zafer Kulesi’nde kabartma yoktur. Ancak içinde Atatürk’ün en önemli üç zaferinin tarihi ve naaşını taşımış olan top arabası vardır.
İSMET İNÖNÜ’NÜN LAHTİ

Barış ve Zafer kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin ortasında 25 Aralık 1973 tarihinde ölen İsmet İnönü’nün sembolik lahdi vardır. Mezar odası alt kattadır.
BARIŞ KULESİ

Kulenin iç duvarlarındaki kabartmada, çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figürü tasvir edilmiştir. Asker Türk ordusunu, köylüler ise Türk halkını temsil etmektedir.
23 NİSAN KULESİ

Çankaya’ya bakan merdivenlerin sağındadır. İç duvarında 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada ayakta duran bir kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde Millet Meclisi’nin açılışını simgeleyen bir anahtar vardır.
BAYRAK DİREĞİ
Anıtkabir’in Çankaya yönündeki merdivenlerinin ortasında tek parçalı yüksek direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. 33.53 m yüksekliğindeki bu direk, Avrupa’da tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir.
MİSAK-I MİLLİ KULESİ

Çankaya yönündeki merdivenlerin solundadır. Bu kulenin içinde bulunan kabartmada, Türk halkının tek vücut olarak kenetlenmesi sembolize edilir. Kabartma bir kılıç kabzası üzerine üst üste konmuş dört elden ibarettir. Bu kompozisyon, Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade eder.
ANITKABİR ATATÜRK MÜZESİ
Misak-ı Milli ve İnkılap kuleleri arasındadır. Atatürk’ün kullandığı eşyalar, giysiler teşhir edilmektedir.
İNKILAP KULESİ

Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk’ün giydiği giysiler sergilenir. İç duvarındaki kabartmada, zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek olan bir meşale Osmanlı İmparatorluğu’nu, güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer meşale ise Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk’ün inkılaplarını simgeler.
CUMHURİYET KULESİ
Sanat galerisinin girişidir.
SANAT GALERİSİ
Cumhuriyet ve Müdafaa-i Hukuk kuleleri arasında yer alan bu bölümde Atatürk’ün özel kitaplığı teşhir edilmektedir. Duvarlarda Atatürk ve O’nu ziyaret eden yabancı devlet adamlarının tasvir edildiği yağlı boya resimler vardır.
ZAFER KABARTMALARI
Anıtkabir’de, Şeref Holü’ne çıkan merdivenlerin iki yanında iki büyük kabartma kompozisyonu vardır. Bunlardan sağdakinin konusu Sakarya Meydan Savaşıdır. Soldaki kabartma ise Başkomutanlık Meydan Savaşı’nı temsil etmektedir.
SAKARYA MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA

Kompozisyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek vardır. Bunlar savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini terk etmişlerdir. Sağdaki delikanlı sağ yumruğunu sıkmış; “bir gün geri döneceğiz” demektedir.
Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona kılıç sunan bir kadın vardır. Bunlar Sakarya Savaşı öncesi dönemi temsil etmektedir. Daha detaylı olarak profesyonel rehberlerimizle gezmek için buraya bakın. Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk Türk halkını temsil eder. Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal’e bir çelenk sunan zafer meleği vardır.
Kompozisyonun sonunda oturan kadın vatanı, diz çöken genç Türk ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgeler.
BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA

Kompozisyonun solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup Türk Milletinin savaşa hazırlık dönemini temsil eder. Sonraki bölümde; Atatürk elini ileri uzatmış ve “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!” diyerek ordulara hedefi gösterir. Öndeki melek, Atatürk’ün emrini borusu ile uzaklara iletmektedir. Bundan sonraki bölümde, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan başka bir el ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk Ordusu’nun taarruzunu simgeler. Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk ordusunu çağıran Zafer Meleği vardır.
MOZOLE

Anıtkabir’in en önemli bölümü olan Mozole’ye çıkan merdivenlerin ortasında “hitabet kürsüsü” yer almaktadır. Kürsünün ortasında Atatürk’ün “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” sözü yazılıdır.
Mozole 72x52x17m. boyutlarında olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde on dört kolonatla çevrilmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, sağda ise 10.Yıl Nutku yer almaktadır.
ŞEREF HOLÜ

Şeref Holü’ne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk’ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2.Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Atatürk’ün ölümü üzerine yayınladığı taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt 1981 yılında yazılmıştır.
Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürk’ün sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır.
Şeref Holü’nün tavanı ve yan galeri tavanları mozaiklerle süslüdür. Şeref Holü’nü yüksekliği 17m. olup, yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır.
MEZAR ODASI

Atatürk’ün naaşı, Mozole’nin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Sembolik lahit taşının tam altındadır. Zemin ve duvarlar, siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplıdır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar vardır.